Bu arada;
hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne,
günün karanlık saatlerine,
ara sıra kopsa da fırtınalara,
bir gün boğulacağımız denizlere,
eski günlere,
neler olacağını bilmesek de geleceğe,
kötülüklerle dolu olsa bile tarihe,
tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara,
Donkişotlar 'a,
ateş hırsızlarına,
Ernesto "Çe" Guevara'ya,
yollara-yolculuklara,
sevgililere,
sevişmelere,
sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara,
üşürken ısınmalara,
her şeyden sıcak annelere,
babalara
ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara;
kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz.
Kötü şeyler gördük.
Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük.
Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük.
Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük.
Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar,
her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük.
Biz de öldük.
Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik;
Teşekkürler dünya...
Allah rahmet eylesin :/
YanıtlaSilEn son albümünün,bir tarafına insan'ın içini titreten bir not düşmüştü:
YanıtlaSil"İnsan hayatının hiçe sayıldığı,kendinden olmayanın değersiz görüldüğü,barışın ve kardeşliğin önemsiz sözcükler,insanın en değersiz şey olduğu ülkede yok olan sen,yok olan ben,yok olan sevgi,yok olan zaman,yok olan insan,yok olan...yaşam!"
Yok olan Koyuncu'ya Râhmet diliyoruz.