Bekle dedi
gitti
Ben beklemedim
O da gelmedi.
Ölüm gibi bir
şey oldu
Ama kimse
ölmedi.
Özdemir Asaf
Genç adam
beklemekten vazgeçti sonunda. Oysa ne yüce bekliyordu; canını 9 ay 15 gün
rahminde taşımış da ayrı bir beden olmasını bekliyormuş gibi bekliyordu. Ne
umutlu bekliyordu biliyor musun? Gelecek güzel günleri bekler gibi bekliyordu.
Nereden geleceğini hep tahmin ederdi. Doğru yöne baktı. Ama gelmeyeceğini hiç
tahmin etmemişti.
“Beklemek”
dedi, “beklemek”. Güzel olan sadece beklemenin sonu değil, bu eylemin kendisi
dahi muazzam bir şey diye düşündü. Ama bunu muazzam yapan beklenenin
gelmesiydi, beklemenin muazzamlığı gelmeyeceği şüphesi kalbe düşene kadardı; bilmiyordu,
gelmedi. Tam bunu idrak edeceğini
anladığı anda kendini uçurumdan aşağıya bıraktı. Kendini bıraktığı an istediği
şey bedeninin boşluğa dalıp zihnini yanına almamaktı; başaramadı. Her şey
hiçbir zaman olmayan berraklığıyla zihnindeydi.
İnsanların
sağında yürüyemezdi mesela; oysa şimdi razıydı. Çay bardağını tutuşunu
garipsediği aklına geldi; çay bardağında bırakılan dudak payı kadar uzak
kalamazdı gözlerine; kaldı, tükendi.
Düşerken
ya kolundan tutmasını ya da aklından çıkmasını istiyordu; tutmadı, çıkmadı.
Gitgide bedeninin daha da ağırlaştığını hissediyordu. Boşlukta sonsuz hızla
ilerlerken rüzgar tüm bedenini sersemletti ama hala her şey pür-i pak
zihnindeydi.
Dibe
ulaştığında artık hiçbir şeyin istediği gibi gitmeyeceğini aklından geçirdi,
beklemenin muazzamlığı kaybolmuş acı veren bir şey haline gelmişti.
Bir
de Karaköy iskelesinde bekleyeyim, hem belki beklerken vapurların iskeleye
yanaşmasından ümitlenir, bir de şiir yazarım diye düşündü. Ölüm gibi bir şey
oldu ama kimse ölmedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder