26 Ekim 2013 Cumartesi

iki kadeh mesafe var aramızda
aklınla aklımın...
kadıköy'de ıslak akşamüstleri
karaköy vapuruyla geçen karşıya
en az senin kadar masumdu akşamüstleri

sonra her şey değişti birden
iptal oldu vapur seferleri
yağmur gelmez oldu
masumiyetini kaybetti
                       akşamüstleri
ve biz kaybettik

Şişli / Temmuz-2013

24 Ekim 2013 Perşembe

Aşk Bitti

Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da 
Uzun bir hastalık gibi 
Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi 
Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı 
Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi 
Bitti. 
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da 
Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi 
Sokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandır 
İhmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyım 
Pencereleri açmalı, kitapları düzenlemeliyim 
Belki bir yağmur yağar akşama doğru 
Yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım 
Aşk da bitti diyordu ya bir şair 
Aşk bitti işte tam da öyle


Ahmet Telli

22 Ekim 2013 Salı

8.10 Vapuru

Sesinde ne var biliyor musun 
Bir bahçenin ortası var 
Mavi ipek kış çiçeği 
Sigara içmek için 
Üst kata çıkıyorsun 

Sesinde ne var biliyor musun 
Uykusuz Türkçe var 
İşinden memnun değilsin 
Bu kenti sevmiyorsun 
Bir adam gazetesini katlar 

Sesinde ne var biliyor musun 
Eski öpüşler var 
Banyonun buzlu camı 
Birkaç gün görünmedin 
Okul şarkıları var 

Sesinde ne var biliyor musun 
Ev dağınıklığı var 
İkide bir elini başına götürüp 
Rüzgarda dağılan yalnızlığını 
Düzeltiyorsun. 

Sesinde ne var biliyor musun 
Söyleyemediğin sözcükler var 
Küçücük şeyler belki 
Ama günün bu saatinde 
Anıt gibi dururlar 

Sesinde ne var biliyor musun 
Söylenmemiş sözcükler var





19 Ekim 2013 Cumartesi

Yaş Ortalaması

cahit sıtkı'ya göre sevgilim
yaş otuz beşe geldi mi yolun yarısı
bindokuzyüzaltmışlılara bakarsan
otuzunu aşıp dereceye girenlerde 
ortalama ömür
hesabım doğruysa elli beş buçuk eder
yani yolun yarısı
yirmi yedi virgül yediyüz elli
araya devlet trafik falan girmezse 
on sekiz buçuk yıl ömrüm var demektir
şimdi ikimiz bir çocuğa dursak
dokuz ay on gün kalsa tembellik edip
ben göremezdim onsekizinci yaşını
ne konuşur ne düşünür ne yapardı
yani şimdi ikimizi bir çocuğa dursak
tembellik edip dokuz ay on gün kalsa
ben onsekizinci yaşını göremezdim
bulutların bulut aşkın aşk olduğu yaşını 
en güzel en cesur en tehlikeli yaşını
insan kendi biçtiği ömre ağlar mı 
düşünüyordum da sevgilim
yarısı gözümde kuruyan bir gözyaşı
benim 
aklıma düşen 
bu acı

1977

Nevzat Çelik - Sevgili Yoldaş Kurbağalar

11 Ekim 2013 Cuma

Elimden Gelen Bu

elimden gelen bu ben iki kişiyim
çoğalmak neyse ne azalmak zor
birisi seni her an bırakıp gittiğim
öbürü kan gibi tutulmuş seviyor
ağzındaki acı alnındaki çizgiyim
gözlerine kirli bir bulut getirdim
hiçbir sevinç aydınlığı onu silemiyor

elimden gelen bu ben iki kişiyim
birisi kapadığın kapılardan gitmiyor
yağmur yağmaksa o güneş açmaksa o
bir yerin üşüse onun sıcaklığı
öbürü en içten çağrını işitmiyor
hüneri ne dersen duygu kaçakçılığı
alıp tutmaksa o basıp gitmekse o
bakışları kıyısız bir deniz uzaklığı

elimden gelen bu ben iki kişiyim
ikisi birbirinden çıkmaya uğraşıyor
bilmem ki hangisinden nasıl vazgeçeyim
birisi yeni baştan serüvene başlamış
öbürü silahında son mermiyi yakıyor
çoğalmak neyse ne azalmak zor


Şiir yazmayı bıraktığı günde Attila İlhan anısına...

6 Ekim 2013 Pazar

Sevgili Tomris’e, 15 Mart için

Düş sensin
Açtın mı kapısını balkonunun
Saksıda görünen de sen
Sulayan da senin elin.

Düş sensin
Susuz içersin içkini
İçtiğin içki seni görür uykusunda
Uyanınca anlatılmayı seversin.

Düş sensin
Nedense bu yıl kar yağmadı
Bembeyaz kentin içinde
Bilmem ki nasıl anladım çok belli ayak izlerin.

Düş sensin
Çünkü sensin düş
Küçücük bir kız çocuğu gibi, tam öyle gibi
Baharını icat edersin.
Düş sensin.

Edip Cansever