7 Nisan 2012 Cumartesi

Bilinmemezlikler ve Omuzların Üzerine

Bilinmemezlikler içinde kaybolmak;
en büyük, en yoğun, en muazzam duygular ışığında... 
milyonlarca şey hissetmek
ama ne hissettiğini bilememek...
ve her nefes alışında 
sonuca yine ulaşamamanın verdiği yenilmişlik hissi...


...


işte, yine bakıyor mahalle karısı camdan,
yerleştirmiş pencerenin pervazlarına memelerini
gözleri üzerinde,
pervazlar bıkmışlar bu ağırlığı taşımaktan. 
kahvehanedeki adam, 
dayanmış bastonuna,
cigarasını çekerek süzmekte seni
baston anlayamamış hala işlevini.
manav oturuyor taburede 
kolluyor bir an ayarlı tartısını
dikmişken gözlerini sana
ve tabure gıcırdamakta berdevam...


ne pervaz ne baston ne tabure...
omuzlarında hepsinin ağırlığı
omuzlarında herkesin ağırlığı
en yakınından başlayarak... 


8 Mart 2012
04:08

1 yorum:

  1. Gayet başarılı hocam.Ben okurken Zarifoğlu üstadımızın tarzına benzettim.İnşallah kaleminizden nice şiirler okumak nasib olur...

    YanıtlaSil